30 Nisan 2008 Çarşamba

Doğru Yaşa Mutlu Ol


Yaşamda sevinçlerin nerede gizli olduğu belli. Önemli olan onların bilincinde olmak ve hayatımıza geçirmek...
Aklını kullan...
iyice tanımadan hiçbir insana bağlanma...
Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun...
İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün...
Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma...
Güvenmediğin biriyle asla flört etme..
Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini, aldatan kişinin bir daha yapmayacağını düşünme... İnsanlara doğru değer ver hak etmeyenleri sil...
Kimseye yalvarma...
Asla dönüp de arkana bakma...
Sır tutmasını bil...
Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma.
Onları asla sevgilin için satma..
Hak ettiğin sevgiyi alamadığında kendini üzme, sorun sen değilsin...
Kimsenin lafıyla doldursa gelme ama aklının bir köşesinde de tut...
Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama...
Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et...
Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma...
Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme...
Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme...
Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle...
Kendini öven insanlardan kaç...
Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma...
Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini göz ardı etme... Göz göre göre su birikintilerine tas atma, mutlaka üstüne sıçrar...
Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma...
Sen istemediğin sürece kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma...
Gözyaşlarının değerini bil. Onları haketmeyenler için harcama...
Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma...
Kendini sev...
Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma...
Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma... Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma...
İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil...
Aşkta bile mantığına küsme. Kalbin doğru yolu bulacak içgüdüye sahip değil...
Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme...
Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme...
istediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma... Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme..
HER ZAMAN DOĞRU OL... MUTLU YAŞA...

1 Nisan 2008 Salı

Yeni Bir Sayfa Açarken Kur'an olsun Yüreğime Yoldaş

Ayetler Işığında hayatınıza yeni bir sayfa açmak istiyorsanız bol bol Kur'an okuyun....Benim için yeni bir dönem başladı, bildiğim kur'an-ı daha çok okumak uygulamak ve hayata geçirmekle başladım...Rabbim samimi olan tüm kullarına o güzel ayetlerini anlayacak bir yürek bahşedecektir...Yeni bir Yürek inkilabına hazır olun



“Size verilen herhangi bir şey, dünya hayatının kısa süreli bir geçimidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise, daha hayırlı ve daha devamlıdır. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine tevekkül edip güvenenler içindir.” (Şûrâ: 36)
Bu mükâfatı hak edenler Allah-u Teâlâ'nın koyduğu hudutlar içinde ömürlerini sürdürürler, her vesile ile Rızâ-i ilâhî'yi ararlar. Diğer bir Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor: “De ki: Dünya geçimi azdır. Ahiret ise Allah'tan korkup kötülükten sakınanlar için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.” (Ayet :Nisâ: 77)
Günahlar kalp üzerine baskı yaparlar ve onu sıkıştırırlar. Zengin de olsalar, her arzularına nail de olsalar, o darlıktan o huzursuzluktan kurtulamazlar. Gönül dar olunca koca dünya insana dar gelir. Bir Âyet-i kerime'de: “Kim benim zikrimden yüz çevirirse, onun hakkı da dar bir geçimdir.” buyuruluyor. (Tâhâ: 124)
Zâhiren nimetler içinde görünse bile, dilediğini yiyip içip, dilediğini giyinip, dilediği meskenlerde yaşasa bile; ne rahatı ne huzuru olur, ne kalbinde genişlik ne de ferahlık olur. Tereddütlerden, kuruntulardan, boş hayallerden, uzun emellerden kendisini kurtaramaz. Bunun da sebebi hidayetten uzak oluşlarındandır.
Allah-u Teâlâ sadece ahirette değil, dünyada da huzurlu bir hayat bahşeder. Bu, iman edip sâlih ameller işleyenlere bir vaad-i Sübhânîdir. Mümin, insanın rızkının Allah-u Teâlâ'nın takdiri ve tedbiriyle olduğunu bildiği için, ilâhi taksime râzı olur, rızkı ne kadar az da olsa kalbi rahat eder. Kâfirin ise kanaatı olmadığından, rızkı ne kadar çok ve zengin de olsa kalp darlığından kurtulamaz. Diğer bir Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor: “İman edip amel-i sâlih işleyenlerin kötülüklerini elbette örteriz ve onlara yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.” (Ankebut: 7)