Sürgün Yüreğim

Kendini bilen kendine de güvenir sevdiğine de. Güvenin sıcak kucağı bütün sızıları giderir. Aşk’tan doğduğuna inanan içindeki aşk ateşiyle hem kendini arıtır, hem çevresini.

9 Eylül 2009 Çarşamba

Yalnızlık

Gönderen Birgül zaman: 03:57 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Dost Siteler

  • Mutluluk yolculuğu
  • Mustafa İslamoğlu
  • Kalem Güzeli
  • Kitap Yurdu

İzleyiciler

Hakkımda

Fotoğrafım
Birgül
İstanbul, Türkiye
Hayatı yürek boyutun da yaşayan.Yaradılanı yaradandan ötürü seven Koca bir yürek.
Profilimin tamamını görüntüle

Bir Kuş Kadar Yalnızım

Bir Kuş Kadar Yalnızım

Kâînat Aşk ile yaratılmıştır

Kâînat Aşk ile yaratılmıştır

Aşkname İskender Pala

Aşkname  İskender Pala
Aşk, uyumadan önceki son şey, uyandığı zamanki ilk şeydir.br Peki böyle midir?!..br İnsanlık tarihinin en eski konusu... Ve İskender Pala nın nefis anlatımı...br Aşkın kutsallığını, ayrılığın ve kavuşmanın anlamını, insanın aşka düşünce çektiği acıları, aşka düşen şairlerin dilinden dizelerle süsleyen İskender Pala, aşkı sadece kavuşmak olarak anlayanlara, aşkın tükenmeyen bir duygu olduğunu, beklemenin, özlemenin de aşka dair olduğunu seçkin bir üslupla anlatıyor. Bundan yıllarca ve yıllarca önce yaşamış bazı şairleri ve onların şiirlerini, bu topraklarda yaşanan acıları ve insana dair en temel duyguyla aşkla yoğuran bu öyküleri, geçmiş zamana tanıklık ederek okuyacak, okurken sarsılacaksınız. . Her yüzyıldan bir aşk öyküsü var kitapta. Tek başına okunduğunda her biri bir hüzün yumağı, ama ard arda okunduğunda yüzyıllar akarken değişen anlayışları ve hissedişleri sunan bir aşk tespiti...br Bu kitabı okumadan aşk şudur demek daima yanlış yargı olacaktır.Aşk, uyumadan önceki son şey, uyandığı zamanki ilk şeydir.br Peki böyle midir?!..br İnsanlık tarihinin en eski konusu... Ve İskender Pala nın nefis anlatımı...br Aşkın kutsallığını, ayrılığın ve kavuşmanın anlamını, insanın aşka düşünce çekti...

Nurundandır Bütün Nurlar İskender Pala…

Nurundandır Bütün Nurlar İskender Pala…
Divan edebiyatı uzmanı Prof. Dr. İskender Pala’nın şiirli bir dille kaleme aldığı, duygu yüklü, edebî ve lirik metinlerden oluşan “Nurundandır Bütün Nurlar/Kırk Güzeller Çeşmesi” isimli CD, değerli radyo programcısı Zahide Ülkü Bakiler’in yönetmeliğinde tanınmış usta isimler tarafından seslendirildi.“Nezaket İnsaniyettendir”, “Doğruluğun Şafağı”, Hayattan Hayata Yayılan Güzellik”, “Hiç Düşünmez misiniz?”, “Gülü Solan Bir Dal Nedir ki?”, “İyilik Yap, İyilik Bul”,”Sevmeyi Bilmeyene, Bilmeyi Sevmek Ne ki!”,”Tabirsiz Rüyalarda Kaybolduk”, “Vur Kazmayı Ferhat”, “Hafızanın Sararmış Fotoğrafları”, “Sabahı Bekleyen Hasta”, “Yaşarken Doludizgin Ölüvermek Apansız”, “Dertsiz Olmak, Dert Olarak Yeter”, “Bize Yine Neler Oluyor Gülüm”, “Kitaba Güzelleme”, “Aşktır ki Gerisi Vesairedir”, “Nurundandır Bütün Nurlar”, “İnsan Sözden İbarettir” gibi ara başlıklardan oluşan kültür CD’sinin fon müziği ise Çınar Müzik tarafından gerçekleştirildi.Bu kıymetli kültür eserine güzel sesleriyle bedelsiz destek veren sanatkârların isimleri ise şöyle: Zahide Ülkü Bakiler, Sırrı Er, Zeynep Türkoğlu, Selahaddin Kocaaslan, Saniye Öztürk, Mesut Baran, M.Celalettin Tül, Kaan Özdemir, Mehmet Emin Ay, Nuriye Özen Toraman, Fethi Çağıl ve İhsan Atasoy..Kaynak: musiad.org

Kendinden öte bir yol.Yazar:Salih Özaytürk

Kendinden öte bir yol.Yazar:Salih Özaytürk
İnsandaki özgünleşmenin temel şartı özgürlük, özgürlüğün gereği ise irade, yani tercih yapabilme yeteneğinin varlığıdır. İrade ise ancak tercih imkânının bulunduğu bir ortamda gelişebilir.Tercih ise yol ayrımlarını, zıtların araya girmesini gerektirecek, bu süreç nihayet hayrın ve şerrin yaratılmasıyla sonuçlanacaktır. İşte, hayır ve şer nihayetsiz çeşitlilik içerisinde yaratılmış ve insanın zemini bunlarla donatılmıştır. Böylece insan, mahiyetine yerleştirilmiş olan özelliklerin, yani insaniyetinin açılımı için bir eğitim ve imtihan sürecine tabi tutulacaktır. Ancak, bu insanî açılımın bir netice verebilmesi için, işleyen sürecin bir sınırı, bir sonu olmak zorundadır. Çünkü insan, anne karnındaki gelişim sürecinin bir sınırı olması ve bu sınırın dünya hayatına açılması gibi, özünde meydana gelen gelişimin ve açılmın karşılık bulabileceği bir ortama, asıl vatanı olan ahiret alemlerine alınacaktır. Öyle ise hayır ve şer ortamında işleyen süreç sınırlandırılacaktır. İşte, bir sınır olarak ömür tayin edilmiş, ölüm takdir edilmiştir.İnsanın, bu perdeli diyarda neden var oluğunu, nereden geldiğini ve nereye gittiğini, kim tarafından ve hangi amaçlarla gönderildiğini, neyin hayır ve neyin şer olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır. Tüm bunlar ve ihtiyacı olabilecek her türlü ilahî tarif, talim ve bilgi Kur’an olarak önüne konulmuştur. Tüm bu maksatların yaşayan bir numunesi olarak Peygamber (s.a.v.) önüne rehber ve imam olarak tayin edilmiştir. Artık insan neyi, nasıl ve niçin yapması gerektiğini kesin olarak bilecektir.

Yazar : Alan Woods - Ted Grant

Yazar             :  Alan Woods - Ted Grant
İnsanlığa çok tehdit oluşturuyor. İnsanlığa çok daha sağlıklı bir yaşam olanağı sunan genetikteki çarpıcı gelişmeler, en karanlık ırkçı ve ayrımcı düşüncelere dayanak yapılabilmekteir. Maddenin derinliklerindeki muazzam enerjinin keşfedilmesi de aynı sonucu doğurdu. Bu enerji uygun biçimler altında insanlığa büyük bir refah getirebilecekken, nükleer bombalar ve mevcut nükleer santraller biçiminde bir karabasan olarak karşımıza dikilmiştir.
Powered By Blogger

Blog Arşivi

  • ►  2013 (1)
    • ►  Temmuz (1)
  • ►  2012 (2)
    • ►  Mayıs (2)
  • ►  2011 (2)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2010 (9)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Mart (3)
  • ▼  2009 (2)
    • ▼  Eylül (1)
      • Yalnızlık
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2008 (12)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (9)
  • ►  2007 (5)
    • ►  Aralık (5)

Dünyanın En Akıllı İnsanı’ndan Masallar

Dünyanın En Akıllı İnsanı’ndan Masallar
Adam Dediğin Benim Gibi Olur.Herkesin kendine göre bir dağı vardır ve herkes kendi dağında yaşar mevsimleri. Senin güneşin yakamaz beni, benim kışımla da sen asla zatürree olamazsın.Şimdi çık kendi dağına, ayakkabılarını çıkar ve koş. Doludizgin koş! Arkana bile bakma koşarken. Bakma; çünkü arkanda hiç kimse yok! O dağ sadece senin. Ayağını basmadığın hiçbir şer kalmasın. Her yerini ezbere bil bu dağın. Yeni ağaçlar dik dağına. Ağaçlarla yeşile boya.Gururla dolaş. Adımların hep büyük olsun. Büyük yaşa! Hiçbir zaman korkutmasın ölüm seni ve daima emin ol; sen ölmeden kimse gelmeyecek senin dağına. Ölünce gelecekler ve: “Burada koca yürekli bir dağcı yaşardı.” Diye yazacaklar senin zirvelerine; ama bu senin umurunda bile olmayacak. Sen zaten senelerce koca bir dağcı olduğunu bilerek yaşamıştın.
Basit teması. Tema resimleri gaffera tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.